DENGE kurumsal yapısını oluşturan zinde ve iyi yetişmiş çalışanlarıyla, hızla akan bilgi deryasından sizler için özümsediği fonksiyonel bilgileri engin deneyimiyle yoğurarak hizmetinize sunmaktadır.

Galeri

İletişim

0232 421 26 00

1456 Sok. No:10/1 K:13 Punta İş Merkezi Alsancak / İZMİR

Değerli Müşterimiz,

Anonim şirketlerde, hamiline veya nama yazılı pay senetlerinin yerini tutması amacıyla geçici olarak çıkartılan ve pay senedi bastırılıncaya kadar pay sahipliğine ilişkin hakları tesis eden menkul kıymet mahiyetindeki ilmühaberlerin[1], nama yazılı pay senetleri yerine geçmek üzere bastırılması hususunda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ilgili düzenlemesinin yorumlanması ve vergi uygulamalarındaki farklılıklardan kaynaklanan görüş ayrılıkları mevcuttur.  İşbu 2024/2 sayılı hukuk bültenimizde, “Anonim Şirketlerde Nama Yazılı Pay Senedi Yerine Geçmek Üzere Çıkartılan İlmühaberlerin Durumunun 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Uygulamaları Bakımından Değerlendirilmesi” konusu işlenmektedir.

  1. Konu Özeti;

Genel anlatım itibarıyla[2], anonim şirketlerde pay sahiplerinin ortaklığa koymayı taahhüt ettikleri/koydukları malvarlıklarının toplam değerini ifade eden sermayenin birimlere ayrılmış şeklini ifade eden pay ve bu paya sahip olmak, ortaklık haklarının tezahür etmesini sağlamaktadır. Pay sahipliği, şirket ortaklarına önemli haklar tanımaktadır.

İlmühaberler, anonim şirketler tarafından pay senetlerinin yerini alması amacıyla ihraç edilen menkul kıymetler olarak sahiplerine, genel kurul toplantılarına katılma, oy kullanma, kar payı alma gibi pay sahipliği haklarını sağlamakta ve fakat, ilgili anonim şirket tarafından pay senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini yitirmektedir.

İşbu bülten konumuzu yakından ilgilendiren payların devri müessesesi, ticari hayatın gelişmesi açısından oldukça önemlidir. Senede bağlanmamış (çıplak) pay, hamiline yazılı pay senedi, nama yazılı pay senedi, pay senedi yerine geçen ilmühaberlerin devredilmesi durumları her biri birbirinden farklı özellikler taşımakta ve bazı önemli sonuçlar doğurmaktadır. Bu sonuçlardan belki de en önemlisi, Gelir Vergisi Kanunu (GVK) Mükerrer 80/I-1. maddesi ile düzenleme alanı bulmuştur. Düzenlemeye göre; iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar değer artış kazancı olarak vergilendirilmektedir. Ayrıca 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu 17. Maddesi uyarınca hisse senedi tesliminde KDV istisnası da söz konusudur.

Bu doğrultuda, vergi uygulaması bakımdan, hisse senedi veya hisse senedi yerine geçen ilmühaber çıkartılması, anonim şirketlerde pay sahipliğinin iktisap tarihinin belirlenmesine esas alınmaktadır. İktisap tarihine bağlı olarak ortakların, paylar üzerinde tasarruf hakkına sahip olmasının belirlenmesi noktasında; iki yıldan daha az/daha fazla elde tutma durumunun tespiti ile kazancın, vergiye tabi tutulup tutulmayacağı belirlilik kazanmaktadır.

Ancak bazı görüşlere göre; 6102 sayılı TTK’nın nama yazılı pay senetlerine ilişkin 486/3. maddesinde, ilmühaber çıkarılabileceğinden söz edilmediği ve dolayısıyla nama yazılı pay senedi yerine geçmek üzere ilmühaber çıkartılmasının mümkün olamayacağı belirtilmektedir.

 

  1. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) Düzenlemesinin Yorumlanması ve Vergi Uygulaması Bakımından Nama Yazılı Pay Senedi Yerine Geçmek Üzere Çıkartılan İlmühaberlerin Durumu Nedir?

Uygulamada uzun yıllardır ihraç kolaylığı sağlaması adına hamiline veya nama yazılı pay senedi yerine geçmek üzere ilmühaberler çıkartılmaktadır. Ancak 6102 sayılı TTK’nın 486. maddesindeki lafzı, nama yazılı pay senedi yerine geçmek üzere ilmühaber bastırılıp bastırılamayacağı hususunda uygulamada birtakım tereddütler yaratmıştır.

            Esasen 6762 sayılı Eski TTK, nama yazılı pay senedi yerini tutmak üzere ilmühaber çıkartılabileceğini 411. maddede açıkça ifade etmiş, vergi mevzuatı ve uygulamaları da mülga Kanuna uygun biçimde düzenlenmiştir. Ancak, 6102 sayılı Yeni TTK’nın “pay senedi bastırılması” başlıklı 486. maddesi yalnızca hamiline yazılı pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabileceği durumu kaleme almış ve fakat nama yazılı pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkartılamayacağını yasaklayan bir hüküm de getirmemiştir.

Konuya İlişkin Eski ve Yeni TTK Hükümlerinin Karşılaştırılması

6762 sayılı Mülga Kanun

6102 sayılı mevcut Kanun

Madde 409 – Hisse senetleri, hamiline veya nama yazılı olur. Esas mukavelede aksine hüküm bulunmadıkça hisse senetlerinin nama yazılı olması lazımdır. Bedelleri tamamen ödenmemiş olan paylar için hamile yazılı hisse senetleri veya ilmühaberler çıkarılamaz. Bu hükme aykırı olarak çıkarılanlar hükümsüzdür. Hüsnüniyet sahiplerinin tazminat hakları mahfuzdur.

 

Madde 411 – Nama yazılı hisse senetleri yerini tutmak üzere çıkarılan ilmühaberlerin nama yazılı olması lazımdır. Bunların devri nama yazılı hisse senetlerinin devrine ait hükümlere tabidir. Hamiline yazılı hisse senetleri yerine tanzim olunan nama yazılı ilmühaberler ancak alacağın devri hakkındaki hükümlere göre devrolunabilir. Şu kadar ki; devir şirkete karşı ancak ihbar tarihinden itibaren hüküm ifade eder.

MADDE 486- (1) Şirketin ve sermaye artırımının tescilinden önce çıkarılan paylar geçersizdir; ancak, iştirak taahhüdünden doğan yükümlülükler geçerliliklerini sürdürür. (2) Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. (Ek cümle:27/12/2020-7262/31 md.) Hamiline yazılı pay sahipleri ile sahip oldukları paya ilişkin bilgiler, senetler pay sahiplerine dağıtılmadan önce Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilir. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır. (3) Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır.

ü  Mülga TTK’ya göre ilmühaberlerin nama veya hamiline yazılı olan pay senetlerinin yerine çıkartılabilmesi mümkündür. Nitekim, 23.03.2000 tarihli 232 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği, vergi uygulaması, özelgeler[3], yargı kararları da halen bu kanun doğrultusunda nama yazılı ilmühaberlerin çıkarılabileceğini kabul etmektedir.

 

ü  Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkartılabileceği hamiline yazılı pay senetleri için düzenlenmiştir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanacağı ifade edilmiş ve ilmühaberlerin nama yazılı pay senetleri için çıkarılmasını engelleyen bir hüküm getirilmemiştir. Bu haliyle mevcut düzenlemenin bir yasal boşluk yarattığı anlaşılmaktadır.

 

Muğla Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 14.07.2014 tarih ve 96620903120(Mük.80-14/2)-74 sayılı Özelge

“Bu çerçevede, ortağı olduğunuz …A.Ş.’nin hisse senedi yerine geçen nama yazılı geçici ilmühaberlerinin iktisap tarihinden itibaren iki yıldan fazla süreyle elde tutulduktan sonra satılması durumunda elde edeceğiniz kazancın değer artış kazancı olarak değerlendirilmesi ve vergiye tabi tutulması mümkün bulunmamaktadır.”

 

T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/4380 E., 2020/1828 K. 20.02.2020 Tarihli Kararı

“…Somut olaya 6102 sayılı TTK’nın uygulanacağı kabul edilse dahi, 6102 sayılı TTK’nın md. 486/2 uyarınca, pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabileceği ve ilmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerinin devrine ilişkin hükümlerin uygulanacağı, buna göre, 6102 sayılı TTK açısından da 6762 sayılı TTK’da olduğu gibi hem hamiline hem de nama yazılı paylar için ilmühaber çıkarılabileceğinin kabulü gerektiğinden…davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA”

Görüldüğü üzere; Mevcut TTK’nın 486. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır” hükmü, genel bir ifade olup, ilmühaberin nama yazılı pay senetleri için çıkarılmasının önünde bir engel oluşturmamaktadır. Ancak, bu hususla ilgili uygulamadaki tartışmaları gidermek adına yasal veya idari bir düzenleme getirilmesi gereği açıktır. Nitekim, kanun koyucu, pay ve pay senetlerini; “nama” ve “hamiline yazılı pay” olmak üzere iki türe ayırmış olsa da mevcut TTK’da, anonim şirketlere ilişkin tüm maddeler dikkatlice incelendiğinde, bu ayrımın kavramsal olarak tutarlı bir şekilde kullanılmadığı görülmektedir. Üstelik, ilmühaberlerin “hamiline” veya “nama” düzenlenmesinin uygulamada belirleyici bir faydasının da olmayacağı açıktır.

Bizim görüşümüz, TTK madde 486/2’deki; hamiline yazılı pay senetleri bakımından “geçici ilmühaber” çıkarılabileceği düzenlemesinin, nama yazılı pay senetleri bakımından kıyasen uygulanmasında bir sakınca olmadığı yönündedir. Zira, kanun koyucu bu durumu açıkça yasaklayan bir hüküm getirmemiştir. Ayrıca bunun, 6762 sayılı mülga kanundan gelen müktesep hak niteliğinde olduğunu söylemek de yanlış olmayacaktır. Sonuçta, nama yazılı paylar yerine geçmek üzere ilmühaber çıkartılması, uzun yıllardır iktisadi yaşama yerleşmiş oldukça sık kullanılan bir uygulamadır. Üstelik, henüz vergi uygulamaları bakımından da aksine bir karar çıkmamıştır. Buna ek olarak, ticari hayatın belkemiği olan anonim şirketlerde pay devri işlemlerinin kolaylaştırılması ve vergisel anlamda teşvik edilmesi, ekonomik kalkınmaya büyük katkılar sunacaktır.

  1. Sonuç;

Nama yazılı paylar yerine geçmek üzere ilmühaber çıkartılabilmesinin önünde her ne kadar açık yasal bir engel bulunmasa da ve hatta genel kanı, vergi ve yargı uygulamaları dahi bu yönde olsa da; mevcut TTK düzenlemesinde, bu hususta yasal bir boşluk bulunduğu ve tereddütlerin bir an evvel giderilmesi ihtiyacının söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Değerli müşterilerimize bu husustaki tavsiyemiz; nama yazılı paylar yerine geçmek üzere ilmühaber çıkartılmasının önünde açıkça bir engel olmamasına rağmen, hukuk güvenliği ve belirlilik ilkelerinin gözetilmesi noktasında sıkıntılı uygulamaların çok sık yaşandığı ülkemizde, bu konuda bir sorunla karşılaşmamak adına nama yazılı pay senedi yerine geçmek üzere ilmühaber çıkartmaktansa, doğrudan pay senedi çıkartarak halihazırda risksiz bir pozisyon almanın en kesin yaklaşım olacağı yönündedir.

 

Saygılarımla,

Nilsu KAYI – Avukat

[1] İlmühaber terimi uygulamada çoğunlukla “geçici ilmühaber” olarak adlandırılsa da, 6102 sayılı TTK’da “ilmühaber” şeklinde yer aldığından bültenimizde de yalnızca ilmühaber olarak ifade edilmektedir.

[2] Anonim şirketlerde pay kavramı, çok çeşitli ana ve alt konu başlıklarını içinde barındırmaktadır. Dolayısıyla, bülten konumuz bakımından sadece gerekli genel kavram ve anlatımlara değinilmekle yetinilmiştir.

[3] Hisse senedi yerine geçen nama yazılı geçici ilmühaberlerin iki yıllık sürenin hesabında geçerli olduğuna ilişkin Muğla Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 14.07.2014 tarih ve 96620903120(Mük.80-14/2)-74 sayılı Özelge aşağıdaki tabloda alıntılanmıştır.